Erdoğan, bir sefer daha düşük faiz vurgusu yaparken, Merkez Bankası’na yüzde 12’lik siyaset faizinin daha da inmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Merkez Bankası ile bunları konuştuk, konuşuyoruz. Önümüzdeki PPK toplantılarında bunun daha da inmesinin gereğini telkin ediyorum” dedi.
Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu 21. Olağan Genel Şurası’nda konuştu.
“Kamu bankalarının kapısını aşındırın” diye seslenen Erdoğan,”Özel dal bankaları ne yapar bilmem lakin kamu bankalarına talimatım var, yatırımcıyı darda bırakmayacaksınız, onlara gerekli takviyesi vereceksiniz” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Esnaf ve sanatkâr, sokağımızın başında çayımızı yudumladığımız ocaktır. Bizi sevdiklerimizle buluşturan yolların işçisidir. Sıcacık ekmeğimizi aldığımız fırındır, hanemiz için alışveriş yaptığımız bakkaldır, manavdır. Esnaf ve sanatkâr, dar günümüzde kapımızı çalan dostumuz, mahallemizdeki komşumuz, çocuklarımızın ağabeyi ve ablası pozisyonundadır.
Türkiye’de esnaf bölümü, dünyada örneği olmayan bir geleneğe sahiptir. Bizim kültürümüzde esnaf ve sanatkâr yalnızca ticaret erbabı değildir. Esnaf, tüm vasıflarının ötesinde kardeştir.
Alışverişte, ölçüde, tartıda gerçek ol şiarıyla hanesine helal rızık götüren gönül insanıdır.
15 Temmuz gecesi milletimizin külliyen birlikte esnaf kardeşlerimiz darbeci hainlere göğüslerini siper ettiler. FETÖ’cü alçakların şehit ettiği 252 insanımız ortasında 15 yaşındaki körpe delikanlıların, bayanlarımızın, askerlerimizin yanı sıra pek çok esnafımız da bulunuyordu. Birileri bankamatiklere akın ederken, birileri milletin ulu direnişini kahve yudumlayarak seyrederken, benim esnaf kardeşim gece boyunca tanklara meydan okudu.
Esnaf ve sanatkârımız bugün de huzurumuzun, kardeşliğimizin garantisi olmayı sürdürüyor.
Onca atağa karşın hala bu topraklarda özgürce yaşıyorsak, bunun sebebi milletimizin birliğine sahip çıkmasıdır. Ülkemizin ekonomik ve toplumsal krizleri, başka devletlere nazaran en az ziyanla savuşturmasında ahilik kültürümüzün büyük hissesi vardır.
Resmi kurumlarımız yanında, belediyelerimiz, STK’larımız, esnafımız da tam bir seferberlik ruhuyla hareket etti.
Devletimiz bu salgın devrinde vatandaşını çaresiz bırakmadı. O güç günlerde muhalefetin akla, mantığa, ekonomik hayatın gerçekliğine uymayan abuk sabuk davetlerine karşın, milletimize bedel ötecek kararlar almadık. Hiçbir vatandaşımıza ‘nerede bu devlet’ dedirtmedik, elimizi taşın altına koyduk. 3-5 bin lira hibe takviyesi verdik. 4 ay mühletle verdiğimiz gelir kaybı ve kira dayanağı ile aktardığımız kaynak, 4,6 milyar lira dolayındadır. Uygulamaya koyduğumuz 3-5 bin lira fiyatındaki hibe takviyeleri de 4,3 milyar lira meblağında ödeme yaptık.
Hükûmetimizin esnaf ve sanatkarlara sunduğu takviyeler salgın periyoduyla hudutlu değil. Siyasete girmeden evvel esnaflık yapmış bir kardeşinizim. Sizin sıkıntılarınızı kendi sorunumuz, başarılarınızı kendi başarımız olarak gördük. Attığımız adımları sizden gelen talepler doğrultusunda planlıyoruz. Geçen 20 yılda esnaf ve sanatkarlarımız lehine yaptığımız düzenlemeler saymakla bitmez. Sizler bunu düzgün biliyorsunuz, yararlarını şahsen görüyorsunuz.
Göreve geldiğimizde sizlerin en büyük meselelerinden biri neydi? Finansmana erişim düşüncesiydi… Sermaye yetersizliği ve teminat eksikliği nedeniyle kredi imkanlarından gereğince faydalanamıyordunuz. Bankalar ve finans kuruluşları ile cebelleşerek finansmana erişimin önündeki manileri biz kaldırdık.
Sizin şu an o denli bir Cumhurbaşkanınız var ki, benim en büyük savaşım faizledir. En büyük düşmanım faizdir. Şu an tekrar faizi 12’ye kadar düşürdük. Yetmez. Bunun daha da inmesi lazım. Şu anda Halkbank Genel Müdürü karşımda, MB ile de bunları konuştuk, konuşuyoruz. Önümüzdeki PPK toplantılarında bunun daha da inmesinin gereğini telkin ediyorum. Ortamızda yüksek faizi savunanlar yok mu, var. Başta muhalefet olmak üzere onlar da bunu savunuyorlar. Fakat Cumhurbaşkanınız düşük faizi savunuyor. Enflasyonla bir uğraşımız var, inşallah yılbaşından sonra ben bu enflasyonun da düşük faiz ile ineceğine inanıyorum ve bunu savunuyorum.
Yatırım kredilerinde de siz kamu bankalarının kapısını aşındırın. Özel bölüm bankaları ne yapar bilmem lakin kamu bankalarına talimatım var, yatırımcıyı darda bırakmayacaksınız, onlara gerekli takviyesi vereceksiniz. Ticaret Bakanımız burada, Sayın Palandöken 500 bin lira teklifle geldi. Gaz vermeye alışmıştır, devamlı gaz verir. Kamu bankalarıma sesleniyorum, siz kolaylaştırıcı olacaksınız, zorlaştırıcı olmayacaksınız. Size bu türlü bir kredi için başvuran esnafım olduğu vakit onlara da imkanlarınız neye el veriyorsa bu dayanağı inşallah kredi konusunda sağlayacaksınız. Herhalde Ziraat, Vakıf onlar da bu dediklerimiz duymuştur…
Yatırım kredilerinde de esnaf ve sanatkarımızın iş yeri ve taşıt alımlarında kredi üst limitini 1 milyona çıkarmıştık. Biz geldiğimizde yüzde 40 faiz oranıyla finansmana erişen esnafımız, enflasyona karşın yüzde 9,5 düzeyinde oranla buna ulaşabiliyor.
Türkiye, global iktisat ile büsbütün bütünleşmiş bir ülkedir. Dünyada yaşanan krizlerin, Türkiye’yi esgeçmesi düşünülemez. Gelişmiş ülkeleri dahi alabora eden fırtınadan ister istemez biz de etkileniyoruz. Avrupa’dan Amerika’ya tüm dünya, son 40 50 yılın en yüksek enflasyonu ile çaba ediyor. Bakın, İngiltere’de Strelin patladı, nereden nereye geldi. Bir de Rusya-Ukrayna savaşı eklendi. Güç fiyatları astronomik sayıları çıktı. Ziraî üretimi kısıtlı devletler açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Avrupa’nın en kıymetli gündemi, kış mevsimini en az hasarla atlatmaktır. Avrupa ülkeleri bu kışı nasıl atlatacağız diye düşünüyorlar. Fakat Türkiye’nin bu türlü bir sorunu, kederi yok. Güç tasarrufu davetlerini eminim siz de takip ediyorsunuz, parlamentoda yorgan, battaniye dağıtıyorlar. Gereğini de sizler en hoş biçimde yapacaksınız.
Bu akşam Putin ile bir görüşme fırsatımız olacak, Ukrayna ile sorunları kendileri ile kıymetlendirme fırsatım olacak. Olağanüstü durum olmazsa, kış ayını biz dertsiz geçireceğiz. İktisat modelimizin katkısıyla bu süreçten güçlenerek çıkacağız. Üretimi, istihdamı, ihracatı ve cari fazla yoluyla büyümeyi temel alan iktisat modelimizin tesirlerini her alanda görüyoruz.
Otobanların halini görüyorsunuz, TIR’lar, arabalar, kamyonlar nasıl çalışıyor… Araç kullanırken zorlandığının farkındasınız. Demek Türkiye o denli anlatıldığı üzere bir ülke değil. Turizmde ziyanlarımızı telafi etmekle kalmıyor, büyük maksatlara ulaşıyoruz. Avrupa’daki havalimanları krizlerle uğraşıyor. Hayat pahalılığı ve enflasyon konusunu da çözmek için uğraşla çalışıyoruz. 20 yıldır insanımızı enflasyona nasıl ezdirmediysek, bugün de tarımda açıkladığımız yüksek alım fiyatlarından, maaş artırımlarına, toplumsal dayanak programlarına kadar toplumun tüm kesitlerine sahip çıkıyoruz. Paradan para kazanmaya alışmış tufeylilerin mandacı iktisatçıların, artık hiçbir geçerliliği kalmamış eski modellere dayalı ezberlerine prestij etmiyoruz.
Yatırım ataklarını de kesintisiz sürdürüyoruz. Her hafta bir vilayetimizi ziyaret ederek toplu açılış merasimleriyle ülkemize eser kazandırıyoruz. Dün, saat 14.00’te Etlik Kent Hastanesi’nin açılışını yaptık. Adeta bir devlet… 4 bin 50 yatak kapasiteli bir hastanemiz… Bu ikincisi de tıpkı model ve modernite prestijiyle da dünyanın sayılı hastanelerinden bir tanesi oldu. İftihar ettik.
Eğitim, sıhhat, adalet, emniyet, ulaşım, dış siyaset, tarım, güçten en değerlisi olan sıhhatte bu adımı atmanın memnunluğu içindeyiz. 20. kent hastanemizi açmanın haklı gururunu yaşadık.
Geçen hafta, cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı toplumsal konut projesinin muştusunu verdik. Her ne kadar muhalefet, birinci günden itibaren kampanyamıza kara çalsa da vatandaşlarımız büyük ilgi gösteriyor. 5 milyonu aşan müracat var şu an.
Şu anda buralarda esasen arsa tahsisi noktasında en az 1 milyon arsa tahsisiyle altyapısı yapılmış olarak vatandaşımız orada kendi konut mu yapar, dikey mimari olmayacak, konutunu mi yapar, iş yerini mi yapar… Bu projeyi de hayata geçireceğiz. İş yerlerini uygun ödeme kaideleriyle genç girişimcilere sunacağız.
Sizden devletinize güvenmenizi, bize itimat etmeyi sürdürmenizi istiyorum. Varsın, birileri millete hizmet diye musluk açmaya devam etsin. Musluk açmaktan diğer hüneri yok. Onunla övünüyor. Varsın birileri temel atmama merasimleriyle milletin karşısına çıksın… Varsın birileri bizimle yapıtta yarışmak yerine takoz olmayı siyaset yapmak zannetsin. Biz ülkemiz için, milletimiz için, gençlerimiz ve esnafımız için çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Şu an prestijiyle yalnızca kredi yurtlar kurumu olarak 850 bin yatak kapasiteye ulaştık. Sizlerin duası ve takviyesi olduğu sürece manileri yıkıp geçeceğiz.”
